Sağlıklı Beslenme-2: Nasıl Dengeli Beslenebiliriz?

Sağlıklı Beslenme-2: Nasıl Dengeli Beslenebiliriz?

Yazı dizimizin ilk bölümünde beslenmenin temel yapı taşları olan Karbonhidrat, Protein ve Sağlıklı Yağlar’dan bahsetmiştik. Bu bölümde de bu temel yapı taşlarını hangi yiyecek ve içeceklerden en doğal şekilde alabilirizi konuşmak istedik.

 

Karbonhidratların en sağlıklı kaynağı elbette sebzeler ve sonrasında da meyveler. Ancak hangi sebze & meyveler daha güvenilir ve bu grupta bizleri bekleyen tehlike ne olabilir?

 

Öncelikle tüm sebze ve meyvelerin "mevsiminde” tüketilmesi oldukça önemlidir. Kış mevsimi ortasında yediğiniz bir domatesin doğal olma ihtimali eğer ithal bir ürün değilse yok denecek kadar azdır. Organik üretim veya iyi üretim uygulamalarıyla üretilen sebze ve meyveler sadece mevsimlerinde üretilebilir. Az mahsül verir ve doğadaki zararlı böcek, kurt vb’den korunması için kimyasal ilaçlar verilmez. Mahsül artsın diye hormon, ilaç veya suni bir uygulama yapılmaz. "Gerçek” bir ıspanak, "doğal” bir elma yediğinizi anlarsınız ve sizi adeta çocukluğunuzdaki lezzetleri hatırlatır. Sebze ve meyve tohumları da üzerinde oldukça tartışma olan bir konudur. Mahsül çoğaltmak için GDO’lu tohumların kullanıldığı ürünleri asla tüketmemiz gerekir. Yoğun kimyasal ilaç uygulanan, kanserojen pestisitler barındıran "suni” sebze ve meyveleri sofralarımızda asla yeri olmamalıdır. Sulama suyunun doğallığı, tohumların yerli oluşu, iyi üretim uygulamaları ile üretilmiş olması, organik üretim şartlarına uygun üretilmiş olması, tarlaların bulunduğu coğrafyaların havasının temizliğine kadar dikkat ederek, itinayla tüketmek gerekir. 

 

İkinci karbonhidrat grubu olan tahıllarda en çok dikkat edilmesi gereken noktalar; yerli, Atalık tohumlardan üretilmesi, rafine edilmemesi ve tam tahıl olarak tüketilmesidir. Pirinçte yerli ve organik pirinç kullanılması son derece önemlidir. Organik sertifikalı bulgur, pirinç, buğday, yulaf, arpa vb kullanılmalı ve bu grubun unları da tam tahıllardan geleneksel yöntemlere yakın üretilmelidir. Atalık tohum ve ülkemize özel yetişen endemik türler; siyah pirinç, siyez buğdayı, karakılçık buğdayı gibi türler tercih edilmelidir.

 

Hem protein hem karbonhidrat kaynağı olan bitkisel proteinler yani baklagil grubunda da ülkemiz son derece zengin bir kaynağa sahiptir. Yine yerli tohum, organik sertifikalı veya endemik mercimek ( kırmızı, yeşil, sarı, siyah) , nohut ve fasulye çeşitleri (fasulye, barbunya, maş fasulye vb) tüketilmelidir. İthal ürünlerin kullanılmamasına özen gösterilmelidir.

 

Hayvansal proteinlerde ise denetimli kırmızı et, kesinlikle organik üretim tavuk ve yumurta, mevsiminde ve av yasaklarına riayet edilerek yakalanmış deniz balıkları ve tatlı su balıkları ve diğer deniz ürünleri, hindi - ördek gibi kümes hayvanlarının etleri tüketilebilir. İşlenmiş şarküteri ürünleri (sosis, salam vb), hazır karışımlı/soslu etler, 0 kodlu olmayan yumurta, endüstriyel tavuk, organik üretim olmayan endüstriyel süt ve süt ürünlerini tüketmememiz ailemizin sağlığı için en doğrusudur.

 

Yağ grubuna gelince, soğuk sıkım asla ısıl işlem görmemiş tüm tohum ve yemiş yağları tüketilebilir. Organik üretim ve soğuk sıkım zeytinyağ başta olmak üzere, fındık, susam, ceviz, keten tohumu, badem vb yağlar son derece sağlıklıdır. Organik üretim minimum %80 süt oranına sahip hakiki tereyağ, organik ve soğuk sıkım hindistancevizi yağı, avokado yağı gibi yağlar da beslenmemizde önemli yere sahip olabilir. Ancak başta margarinler olmak üzere tüm trans yağlar, bitkisele nebati yağlar, rafine bitkisel yağlar, ısıl işlem görmüş tüm yağlar asla eve girmemelidir.

 

Bir sonraki yazımızda, gıda etiketleri okumanın önemini ve hangi "çöp” gıdaları asla ve asla tüketmemiz gerektiğini konuşacağız.

 

 

 

Yazan: Nil NURLU DENİZ

Etiketler: sağlıklı beslenme
Ekim 12, 2021
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR